ZİHNİMİN BASAMAKLARI




Enteresan. Zihnimi tamamen sıfırlamış olmalıyım, geri kazanmak isterdim fuzuli hatıralarımı. Böylece bu gereksiz hatıraları aklımdan izale etmek gibi kaygılara dahil olurdu benliğim. Tüm haykırışımın sebebi kendime ait olanı, başkasının yok edişiydi aslında. 'Kim derdi, ne derdi, nasıl derdi derken, tükendi zihnim erkenden.' 
Zihnimin derinliklerinden sonsuzluğa uzanan merdivenin basamakları balçık tutmuş, tutunacağım yerler buz kaplı, ilk basamakta mahsur kaldım. Katedemediğim bu yol beni yalnızlaştırdığı gibi hırçınlaştırıyor da. Halihazırda sahip olduğum kakınç ve melankolik yapı bu hırçınlık ile daha da harlanıyor, yanlış kararlar almama sebebiyet veriyor. İşin kötü kısmı bu kararları uygulayacak özgürlüğe muhtacım. Kanatlarım da yolumdaki balçıktan nasibini almış görünüyor. Duraksamaktan başka hiçbir işe yaramayan bedenim, ruhumu da işlevsizleştiriyor. Bu halimi uzaktan görenler ismimin başına; soğuk, samimiyetsiz, depresif sıfatlarını yerleştirmekten büyük haz duyuyorlar. Görme eyleminin sadece gözler ile sınırlı olmadığı bilgisinden yoksun bu insan yığınını terbiyelemek benim haddim değil. Tek yapabileceğim, çiğ yakıştırmalarını yapmadan önce, benim gibi 'kendine mahkum' bireylerin 'yaşanmışlıklarını' göz önünde bulundurmaları gerektiği malumatını bakır tepside onlara sunmak.


         A 



 

0 comments:

Yorum Gönder